L'Academie Julian |
L'Est et l'Ouest n'ont jamais été aussi entrelacés. Le musée
de Sakıp Sabancı était un de mes préférés ce mois-ci avec les travaux uniques
de Feyhaman Duran et de son épouse Guzin Duran, qui ont été préparés avec
l'association d'affaires d'université d'Istanbul dans la 15ème année. Chaque
visuel était assez simple et clair.
Tout d'abord je veux parler un peu de Feyhaman Duran. Le nom
qui vient à l'esprit d'abord est qu'il est le précurseur de l'art du portrait.
En même temps, c'est un nom qui a marqué la génération de 1914 des périodes les
plus importantes de la soumission turque contemporaine
.
Feyhaman Duran, a dépeint de nombreux noms portant le rôle de
la République des présidents Mustafa Kemal Atatürk et İsmet İnönü au ministre
de l'éducation réformiste Hasan Âli Yücel. L'artiste, qui était un virtuose
dans presque tous les domaines de l'art, s'est trouvé dans une transformation
nette avec La transition vers la République pendant l'effondrement de l'Empire
ottoman dans la période entre le retour et le retour au Paris central du monde
de l'art. C'est précisément dans ses œuvres que ces traces de transformation se
sont reflétées.Feyhaman Duran et son épouse Guzin Duran sont également un signe
que l'admiration occidentale n'est pas seulement liée à la forme.
Lorsque vous visitez l'exposition, vous grandiront entre les
deux mondes et aussi avec la synthèse de deux mondes. Surtout après 1930, de la
tradition ottomane et du modernisme occidental, les alambics de nature morte
utilisés dans les objets seront fascinés par les traces de Monet.
La partie la plus visible de l'exposition est;
Avangart Art Institutions; Hall indépendant (1884) et Hall
d'automne (1903);
Ces deux fusils concurrents étaient entre 1910 et 1913, avec
les partisans de Picasso et de Braque; Puteaux, Section D'Or (Or Ratio) et Orphist
groups, et a assisté au développement du cubisme. Dans le même temps, les
scandales ne manquaient pas dans les salles ces années. Un coin de l'exposition
est écrit en 1912 au Salon d'automne où sont exposées les œuvres de la Maison
Cubiste, tant les dessins cubistes que les œuvres de peintres cubistes français
et étrangers. Menace pour le patrimoine national français.
Une exposition que je peux vous recommander de ne pas manquer
est à SSM jusqu'au 30 juillet.
***
Portrait of Hasan Ali Yücel |
The East
and the West have never been this intertwined. The Sakip Sabanci Museum was one
of my favorites this month, with its unique works by Feyhaman Duran and his
wife Guzin Duran. They were prepared with the Istanbul University Business
Association that is in its fifteenth year now. Each visual was created to view
fairly simply and clear.
First of
all I would like to give a little bit of background on Feyhaman Duran. His name
is synonymous with the notion of a forerunner of portraiture art. At the same
time, it is the name that has its stamp on the 1914 generation; from which the
most important periods of contemporary Turkish painting sprang out.
Feyhaman
Duran portrayed many names in his pieces that bore the role of the Republic,
from presidents Mustafa Kemal Ataturk and Ismet inonu to the reformist
Education Minister Hasan ali Yucel..
The
artist, who was a virtuoso in almost every field of art, found himself in a
sharp transformation with the transition of the Republic during the collapse of
the Ottoman Empire, and in the period between the leaving and returning to the
center of the art world (Paris). He has precisely reflected these traces of
transformation in his work.
The lives
and careers of Feyhaman Duran and his wife Guzin Duran are also a testament to
the western admiration movement, and they are also closely tied to shaping it.
If you
visit this exhibition, it puts you in this situation where your mind goes on a
journey and “grows up” between the two cardinal directions that outline
different cultures and synthesize in a sense of different worlds. This theme
can especially be observed in works post 1930, from the Ottoman tradition and
the Western Modernism period; the still-life frames are fascinating and contain
traces of Monet.
The most
notable pieces in the exhibition are in one scene:
Avangart
Art Institutions; Independent Hall (1884) and Fall Hall (1903);
These
two competing rifles were between 1910 and 1913, with the followers of Picasso
and Braque; Puteaux, Section D'Or (Golden Ratio), and Orphist groups, and they
have witnessed the development of cubism. At the same time, scandals were not
lacking in the halls these years. One corner of the exhibition is written in
1912 in Salon d'automne in which the works of Maison Cubiste, both cubist
designs, as well as works by French and foreign cubist painters, have been
exhibited and even some French state officials consider it a threat to French
national heritage.
An
exhibition that I recommend you not miss, it is at SSM until July 30th
***
Ankara Sergi Evi |
Doğu ve batı hiçbir zaman bu kadar iç içe olmamıştı. Sakıp
Sabancı Müzesi 15. yılına özel olarak İstanbul Üniversitesi iş birliği ile
hazırladığı, Feyhaman Duran ve eşi Güzin Duran’a ait eşsiz güzel çalışmalar ile
bu ay benim favorilerim arasında oldu. Her bir görsel oldukça yalın ve netti.
Öncelikle Feyhaman Duran’dan biraz bahsetmek istiyorum. İsmi
anılınca ilk akla gelen portre sanatının öncülerinden olduğudur. Aynı zamanda
Çağdaş Türk Resminin en önemli dönemlerinden 1914 Kuşağı’na damgasını vuran bir
isimdir.
Feyhaman Duran, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den
Hasan Âli Yücel’e kadar Cumhuriyet’in şekillenmesinde rol sahibi birçok ismi portrelemiştir.
Hemen hemen sanatın her alanında eseri olan sanatçı, Osmanlı İmparatorluğu’nun
çöküş zamanlarında sanat dünyasının merkezi Paris’e gidişi ve geri dönüşü
arasındaki sürede Cumhuriyet’e geçiş ile kendini keskin bir dönüşümün ortasında
bulmuştur. Eserlerinde de tam anlamıyla bu dönüşümün izlerini yansıtmıştır.
Feyhaman Duran ve eşi Güzin Duran batı hayranlığının sadece
şekle bağlı kalmadığı durumların da olduğunun bir göstergesidir aynı zamanda.
Sergide gezerken hem iki dünya arasında kalıp hem de iki ayrı
dünyanın sentezi ile büyüleneceksiniz. Özellikle 1930 sonrası, Osmanlı
geleneğinden ve Batı Modernizminden objelerin kullanıldığı natürmortları,
Monet’nin izlerini göreceksiniz.
Sergide en fazla dikkatimi çeken kısım Avangart Sanat Kurumları'nın yer aldığı bölüm oldu;
Avangart Sanat Kurumları; Bağımsızlar Salonu (1884) ve Güz Salonu (1903)
;
Bu birbirine rakip iki salonda 1910-1913 arasında Picasso ve Braque
takipçilerinin; Puteaux, Section D’Or (Altın Oran) ve Orfist gruplarının
eserlerini sergileyerek kübizmin gelişimine tanık olduğu anlatılıyor. Aynı
zamanda bu yıllarda salonlarda skandal da eksik olmazmış. Serginin bir
köşesinde 1912’de Salon d’automne’da hem kübist tasarımların yer aldığı Maison
cubiste, hem de Fransız ve yabancı kübist ressamların eserleri sergilenmiş
olduğu ve bazı Fransız devlet görevlilerinin de bu durumu Fransız ulusal
mirasına bir tehdit olarak gördüğü bile yazılı.
Kaçırmamanızı tavsiye edebileceğim bir sergi, 30 Temmuz’a
kadar SSM’de.
No comments:
Post a Comment